Etik, Hukuk, İnetrent ve Turk-Net

Ülkemizdeki en gelişmiş sektör hangisi diye kime sorsanız büyük çoğunluk telekomünikasyonu ilk ikiden birisi olarak söyler. Modern iletişim araçlarını kullanan, nitelikli personel çalıştıran, müşterisini yakından izleyen, sorunları modern yöntemlerle hızlı bir şekilde çözen bir sektör olarak algıladığımız bu sektörün özellikle internet üzerinden yapılan satış uygulamalarıyla ilgili olarak bazı noktalarına dikkat çekmekte yarar var.

Bugün internet penetrasyonunun bu denli düşük olması, internet iş modellerinin sayısının çok az olmasının temelinde, bir dönemler Türk Telekom’dan çok ucuza aldıkları internet hizmetini süslü paketler içine koydukları CD’ler üzerine yazılmış basit arayüz yazılımlarıyla 400 dolar gibi fahiş rakamlara satan internet servis sağlaycılarının vahşi uygulamaları vardır. Çoğu iş dünyası tarihinin başarısız iş modelleri sayfalarında yerini aldı ama geriye de internette geri kalmış bir Türkiye mirası bıraktılar. Sonra devreye ciddi firmalar girdi. Rakamlar makul seviyelere düştü ama iş işten geçmişti. Bugün hala o günlerin özlemiyle ne hukuk ne de etik kurallar tanımadan kendi bindikleri dalı kesen firmaları gördükçe yüreğim cız ediyor.

Amazon.com satın aldığınız ürün yolda kaybolur ya da zarar görürse hiç sorgu sual etmeden yenisini gönderiyor. Birde bizden örnek yazmak istiyorum. Sabancı adını arkasına alarak iş yapan ve doğal olarak herkesin güvenip hizmet aldığı Turk.Net. Yanılıp 2004 yılının aralık ayında telefonla arayarak üç aylık bir abone paketi aldım. Abonelik bitince olması gereken nedir? Size verilen hizmetin kesilmesi ya da hizmetin uzatılması için size yeni bir teklifi yapılması gerekir. Oysa bu işlemin müşteri tarafından yapılması gerekiyormuş. Ben artık bu hizmeti almak istemiyorum. Lütfen benim kredi kartımdan para almayın demeniz gerekiyormuş. Üç aylık hizmet bedelini ödeyip hizmet almanız yetmiyor. Bir de firma için ek zahmetlere katlanıp onların yapması gereken işleri de sizin yapmanız gerekiyor. Hukuken ortada yapılmış bir sözleşme yok. Telefonda yapılan bir satış işlemi tek taraflı olarak tekrarlanıyor. Banka ekstrelerinde de Turk.net lafı geçmiyor. “Sanal İstanbul TR” gibi bir ibare ile sizden üç ayda bir abonelik bedelini tam iki yıl boyunca çaktırmadan tahsil ediyorlar. Bu arada müşterilerini arayıp siz bizim eski müşterimizsiniz. Size altı aylık ya da yıllık abonelik önerelim de demiyorlar. Müşterilerine en kolay izleyen sektör olarak sizin iki yıldan beri bu hizmeti hiç kullanmadığınızı, sistemlerine hiç bağlanmadığınızı da izlemiyorlar. Ya da “belki sadece elektronik posta hizmeti için kullanıyorsunuzdur” diye kargaların bile güleceği cevaplar veriyorlar. Hadi hukuk bilmiyorsunuz peki ya etik olarak hiç mi sorumluluk duymuyorsunuz. Artık iş dünyası bu türden ucuz yöntemlerle satış yapan firmalardan kurtulmak zorunda. Bu firmaları yöneten sözüm ona yöneticilerin iş dünyası zirve toplantılarına katılıp bir de başarı hikayeleri anlatmalarına da izin verilmemeli. Ayrıca bütün MBA programlarında, dahası yönetici okullarında, işletme programlarında hukuk derslerine biraz daha ağırlık verilmeli bir de etik dersi zorunlu olarak okutulmalıdır.

Şimdi Telekomünikasyonda serbest piyasa kuralları uygulansın diye kampanya yapıyor Turk.Net. Biz de tüketici tarafından düşüncemizi söyleyelim. Siz bu yolda devam edecekseniz. Bırakın mevcut tekel olduğu gibi kalsın. Serbest piyasadan anladığınız kredi kartımdan dilediğiniz zaman dilediğiniz kadar para çekebileceğiniz bir piyasa anlayışı ise kalsın biz istemiyoruz…….

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Entegre Pazarlama İletişimi

Yabancı Şirketlerin Türkiye'ye Yönelmesi