Aile Şirketleri Gerçeği




Aile şirketleri Türk Ekonomisinin önemli bir gerçeği. Şirketlerin büyük bir bölümü aile şirketi. Baba, anne ve çocuklardan oluşan organizasyon yapısı, damatlar ve gelinlerle birlikte genişlemekte, kuzenler ve ikinci dereceden akrabalarla genişlemektedir. Aile şirketlerine yönelik olarak ileri sürülen en önemli eleştiri kurumsallaşma ile ilgili olandır. Yani bu tür şirketlerin kurumsallaşmayı başaramadığı, bu nedenle de büyüyemedikleri söylenir. Bu söylenirken de hep batı ölçüleri ile hareket edilir ve batı kültüründeki aile ile Türk aile yapısı göz ardı edilir. Ülkemiz şirketlerinin krizden krize savruldukları halde hala ayakta kalmalarının temel nedenlerinden birisi de aile şirketi olmalarıdır. Belki batı ölçülerinde kurumsal değildirler ama ayaktadırlar. Yerleşik bir kurum kültüründen yoksun olsalar da aile bağlarının güçlü olması, aile içi hiyerarşinin şirket yapısına yansıması, babanın aynı zamanda doğal lider olması gibi etkenler farklı bir şirket yapısının oluşmasına neden olmaktadır.

Türk aile şirketleri dünya markası olma konusunda zorlansalar da varlıklarını sürdürme konusunda konusunda başarılıdırlar. Yakın geçmişe bakıldığında özellikle son yirmi yılda Türk şirketlerinin uğraştığı temel konular istikrarsız siyası yapıdan kaynaklanan yanlış kararlar, sürekli değişen koşullar, yüksek oranlı devalüasyonlar ve yakın aralıklarla yaşanan finansal krizlerdir. Buna ek olarak gümrük birliği anlaşmasıyla pazarların yabancı şirketlere açılması, Güneydoğu Sorunu, Irak Savaşı  gibi her biri ciddi anlamda kriz sayılabilecek gelişmeleri de saydığımızda durumun ne kadar vahim olduğu kendiliğinden ortaya çıkar. Anılan bu gelişmeler hiçbir yönetim kitabında yan yana yer almaz. Başka bir ifadeyle hiçbir yönetim teorisi bu denli ardışık ve grift bir kriz ortamında ne yapılacağını yazmaz. Bu tarz krizler batılı şirketlerin hiç tanımadığı, bilmediği ve karşılaşmaları durumunda ise çaresiz kalacakları ortamlardır. Komik olan her biri steril ortamlarda yöneticilik teori ve pratiği ile yetişmiş yönetim gurularının şunu şöyle yapın, bunu böyle yapın diye başlayan kısa konuşmalarına yüzbinlerce dolar para ödenmesidir.

Ülkemizin önde gelen büyük holdinglerinin de mayasında aile yapısı etkilidir. Halen büyük şirketlerde en son sözü büyükler söylemektedir. Aslına bakarsanız bu yapıyı standart kurumsallaşma reçeteleriyle harcamaya hiç gerek yok. Türk aile şirketlerinin kurumsallaşması için yeni ölçütler geliştirilmesi gerekiyor. Bize özgü aile şirketi yapısından vazgeçip, en küçük krizde ortadan kaybolan şirket modeline dönüşün hiç anlamı yok. Doğrusu başarılı aile şirketlerinin hikayelerinde ortak noktaları ve değerleri araştırmaktır. Belki bu değerleri yaymak, ve sahip olmayan şirketlere benimsetmek daha faydalı olacaktır. Japon Yönetim Tarzı’nın geleneklere dayanan, Japon halkının yaşam biçimi ve değerlerini iş ortamına taşıyan özellikleri günümüzde bütün yönetim kitaplarında yer almaktadır. Belki bizim de şirketlerimizi ayakta tutan, geliştiren ve günümüzde dünya pazarlarında söz sahibi hale gelmesine yol açan ana etkenleri bulmamız gerekiyor.
Sabancı, Koç, Eczacıbaşı, Doğuş, Alarko  gibi holdinglerimizin tek ortak noktası yönetimlerinde kuşaklar boyu aile büyüklerinin yer almasıdır. Basına yansıdığı kadarıyla arkadan gelen yeni kuşaklar da şirketlerin üst yönetimlerinde yer almaktadır. Her ne kadar profesyonel yönetim anlayışı benimsense de son söz ve kararlar aile meclislerinde verilmektedir. Bunun istisnaları olabilir ama dışarıya yansıyan budur. Hatta kardeşlerin farklı endüstrilerde uzmanlaştığı aile holdingleri de mevcuttur. Kobi’ lerde de durum farklı değildir. Babadan oğula geçen çok sayıda şirket pazarda faaliyet göstermektedir. Kısacası model başarılıdır. Yapılanlar büyük ölçüde doğrudur. Zira sürekli kriz ortamında profesyonel yöneticilerden büyük fedakarlıklar yapmasını beklemek mümkün değildir. Zira çoğunlukla bu tür durumlarda şirket çalışanlarının kariyerlerini garanti altına almak amacıyla iş değiştirdikleri ve şirketi insan kaynağı açısından da zor durumda bıraktıkları bir gerçektir. Ancak aile fertlerinin yönetiminde yer aldığı şirketlerde krizi yönetmek daha kolay olmaktadır. Aile bireyleri aile içi dayanışma ile daha fazla efor sarf ederek, şirketi düze çıkarmaya çalışmakta ve genelde başarılı olmaktadırlar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Entegre Pazarlama İletişimi

Yabancı Şirketlerin Türkiye'ye Yönelmesi